sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları
“Koşullar” tnt.com üzerinde zaman zaman güncellenen haliyle bu taşıma kural ve koşullarını ifade eder. “CMR” 1956 tarihli Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesine İlişkin Konvansiyonu (1978 yılında tadil edilen haliyle) ifade eder. 1.2 Bir Gönderinin hava yoluyla uluslararası taşıması, uygun olduğu üzere, Montreal Konvansiyonuna veya Varşova Konvansiyonuna tabi olacaktır. Bir Gönderinin kara yoluyla uluslararası taşıması, uygun olduğu üzere, CMR’ye tabi olacaktır. Bir ülke içerisinde (bir ülke içindeki belirlenen konumlar arasında) taşınan gönderiler o ülkenin yasalarına, bu Koşullara ve TNT’nin geçerli tüm yerel taşıma kural ve koşullarına tabidir. Maddesinin başlığı, “Right to a fair trial” olarak gösterilmiştir. Bu başlık dilimize ve Türk Hukuku’na, “adil yargılanma hakkı” olarak tercüme edilmiştir. CMK m.149/3’e göre, “Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz”. Ceza Yargılamasının son 10 yılında deliller konusunda dört büyük sıkıntı yaşandı. Bu dörtlüyü; suç örgütü, gizli tanık, dinleme-teknik takip ve dijital veriler olarak sıralayabiliriz. Devletin başı, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanının, Anayasa m.104’de tanımlanan görev ve yetkilerinden dolayı sorumlu olmayacağı Ceza Hukukunda kabul görmüş bir esastır.
- TNT’nin Taşıma Hizmetlerinin sağlanmasıyla bağlantılı olarak kayıp, hasar veya gecikme için sorumluluğu, yürürlükteki Sözleşme kapsamında belirtilen (Gönderici, Bölüm 19.3 ve 19.4’te açıklandığı gibi Gelişmiş Sorumluluk veya Sigorta belirtmek için ek bir ücret ödemeyi seçmediği sürece) tutarla sınırlı olacaktır.
- Fıkralarında, belirli sıfatı taşıyan kişilerin görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Anayasa Mahkemesi tarafından “Yüce Divan” olarak yargılanması öngörülmüştür.
Bankacılık hizmetleri ve işlemleri ile 5464 sayılı Kanun kapsamında yer alan banka kartı ve kredi kartlarının ve kredi kartlarına bağlı sanal kartların 7258 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinde yazılı suçların işlenmesinde kullanıldığının tespiti halinde söz konusu kartların kullanıma kapatılmasını ve Kanun’da belirtilen yasak kapsamında bulunan işlemlerin engellenmesi için bankalarca gerekli sistemlerin kurulmasını istemişti. Kanunun saklı tuttuğu haller dışında, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Yalnız veya birlikte adli para cezasını veya müsadereyi gerektiren veya derhal sanığın beraatına karar verilmesi mümkün olan suçta, usule uygun sorgusu yapılmayan ve savunması alınmayan sanığın yokluğunda duruşma yapılabilir. Bunun dışında, sanığın yokluğunda duruşma yapılmaz, dava bitirilemez ve özellikle de mahkumiyetine karar verilemez. Aşağıda, sanığın yokluğu ile ilgili gaip ve kaçak sanığın hukuki durumu incelenecektir.
Bu gidişle akan kan ve gözyaşı duracak gibi de gözükmemektedir. Kamu kudretini kullanan, can ve mal güvenliğini sağlamaya dair kamu hizmetini yerine getirmeyi taahhüt eden, egemenlik sahibi Millet adına hareket eden Devletin, hangi amaçla olursa olsun sokak ve caddelerin kontrolünü başka bir güce bırakması beklenmez, hatta düşünülemez. Herkes; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Sorun, kağıt üzerinde yazılı bu ilkenin ne kadar uygulanabildiğidir. Bir ülkenin silahlı kuvvetleri, yani ordusu olmazsa ne hale gelebileceğinin en belirgin örneği maalesef Irak’tır. Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adli yapılanması konusunda herkes uzman oldu. Kimisi, bu yapının bir terör örgütü olduğunu ve bazı dış devletler tarafından desteklendiğini söylerken, kimisi de …
Bu nedenle her türlü delil, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bunun sınırları; hukuka uygunluk, yargılama ile ilgili olma ve yargılamayı uzatmama olarak sıralanabilir (CMK m.206/2). Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68. Maddesinin dördüncü fıkrasına göre; “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez”. Maddeleri ile güvence altında bulunan ifade hürriyetinde prensip; ifade hürriyetinin kısıtlanması olmayıp, en geniş şekilde kullanılabilmesinin ve korunmasının sağlanmasıdır. İfade hürriyetine getirilen kısıtlamaların, Mukayeseli Hukukta iki ortak ve bir de ülkelere göre değişen sebepleri vardır. Ortak kısıtlama sebepleri; cebir, şiddet, tehdit ve terör faaliyetleri ile amaçlarını destekleyen açıklamalar ve hakaret ile iftira içerikli söz ve yazılarken, ülkelere göre değişkenlik gösteren veya bazı ülkelerde suç olarak kabul edilmeyen devletin ve milletin egemenlik alametleri ile organlarının saygınlığına karşı işlenen suçlardır.
Anayasa Mahkemesi (AYM), güvenlik soruşturması ve arşiv taraması sonucunda işe alınmayan kişiler tarafından yapılan çok sayıda bireysel başvuruyu karara bağlamıştır. Bu başvurularda; “ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesinden masumiyet/suçsuzluk karinesine, özel yaşamın gizliliğinden adil/dürüst yargılanma hakkına kadar çok sayıda hak veya güvencenin ihlal edildiği iddiaları dile getirilmiştir. Bu kısa yazıda; sözkonusu şikayetlerin AYM tarafından nasıl incelendiği, hangilerinin kabul edilemez bulunduğu ve kabul edilebilir bulunanlarda ne tür hak ihlallerinin tespit edildiği gösterilmeye çalışılacaktır. Maddenin düzenlendiği, ancak bu maddenin 5237 sayılı Kanunun lehe hükümlerinin tatbiki ile sınırlama uygulanabileceği, nitekim bu hususun 5252 sayılı Kanunun 1. Maddelerinde belirtildiği, 5237 sayılı Kanunun “Özel kanunlarla ilişki” başlıklı 5.
İşbu Sözleşmeler kanunla uygun bulunup, usulüne uygun olarak yürürlüğe koyulmuş olduğundan, Anayasa m.90/5 uyarınca kanun hükmündedir. Dolayısıyla; kanun hükmünde kabul edilen bu Sözleşmelerin gereğinin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.157’de düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olan “dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” suçu (TCK m.159) açıklanarak, doktrinde yer alan tartışmalı hususlar ile yargı kararları değerlendirilecektir. Anayasa Mahkemesi 8 Aralık 2023 günü Resmi Gazete’de yayımlanan iptal kararında; kararın yayımı tarihinden 4 ay sonra yürürlüğe girmek üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.220/6’da yer alan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır hükmünü, “kanunilik” ilkesine ve bu ilkenin yansıması olan öngörülebilirlik ve belirlilik kriterlerine aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti. Olağan kanun yolları olarak düzenlenen istinafa ve temyize başvurmanın en temel farklarından birisi, gerekçe gösterme zorunluluğuna ilişkmostbet. Bilindiği üzere istinaf kanun yolu başvurularında; Cumhuriyet savcısı dışında sanık veya katılan tarafın kararı istinaf etmesi yeterli olup, ayrıca sebep gösterme zorunluluğu bulunmamaktadır . Kararı istinaf kanun yoluna götürmek isteyen taraf, verilen kısa kararla birlikte ve duruşmaya katılmamışsa kararın tebliğinden sonra Kanunda belirtilen sürede istinaf kanun yolu başvurusunu yapmak zorundadır.
Türk Ceza Kanunu’nun “Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti” başlıklı 188. Fıkrasında; maddede tanımlanan suçların “tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, … Vergi Usul Kanunu m.359/a veya b’nin, yani suça konu aynı fiilin birden fazla işlenmesi ise dikkat çekicidir. Çünkü burada, aynı fiille birden fazla farklı suç işlenmemiş, aynı suç işlenmiştir. Fail, hükümde tanımlanan iki suçu aynı anda veya farklı yakın …
Şimdi de pek yakın zamanda değişen Anayasanın yeniden kısmen veya toptan değiştirilmesi tartışmaları başladı. İşlenmemiş altın ithalatı ve ihracatı, ülkemiz için önem taşıyan iktisadi faaliyetlerdendir. Altın ; hukuk düzenimizce ithali, yani yurtdışından getirilmesi veya getirtilmesi yasak madde ve madenlerden değildir. Bekçilerin görev ve yetkileri 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nda düzenlenmektedir. Bu Kanunda; bekçi adaylarında aranacak şartlar, sınav, atama ve adaylık süreci, bekçilerin görev ve yetkiler ile başka görevde çalıştırma yasağı ile çalışma saatleri gibi çeşitli hükümler yer almaktadır. Türk Ceza Hukukunda suçun manevi unsurları kast esas, taksir istisna olmak üzere iki ana sorumluluktan oluşmaktadır. Manevi unsurların türleri, haksızlık muhtevasına bağlı olarak; kast, olası/muhtemel kast, bilinçli/şuurlu taksir ve basit taksirdir. Bu yazımızda Mart 2011’de Suriye’de başlayan İç Savaşı sonrası savaş sebebiyle Ülkemize gelen, sayıları bugün kayıtlı olarak 3 milyon civarında gözüküyor olsa da, gerçekte daha fazla olduğu düşünülen, Ülkemizin son yıllardaki en önemli sorunlarından birisini teşkil eden ve halen Ülkemizde bulunmaya devam eden Suriyelilerin Uluslararası Hukuk açısından hangi statü altında bulunduklarını açıklayacağız.